. Ana sayfa Tüm Kütüphaneler vitiligo tedavisinde son gelismeler Kah kilo verimi merhaba ben bişe soracaktım ben hormonel bozukluk var ama tam net kah teşhisi almadım ama ondan şüpheleniyorum adet... 9 Kasım 2021 0845 Prof. Dr. Kutay Biberoglu tarafından cevaplandı. Vitiligo-Çocuk Merhaba Nuran Hanım. Kızım 9 yasına girdi. Göz çevresinde bir buçuk senedir vitiligo belirdi. kaş ve goz kapağı ara... 2 Kasım 2021 1125 Prof. Dr. Nuran Atmanoğlu tarafından cevaplandı. Goze bağlı vertigo Hocam kolay gelsin, 3 sene önce bebek tedavisinde transfer oldum herseyim iyidi ilaclar alıyordum düşük tehlikesi ... 31 Ekim 2021 0204 Uzm. Dr. Hasan Akdemir tarafından cevaplandı. Bir umut varmı Merhaba14 senedir vitiligo hastasıyım son 2 senedir hızlandı önüne geçemiyorum beni herkes gibi çok etkiliyor hoca... 20 Ekim 2021 0431 Prof. Dr. Nuran Atmanoğlu tarafından cevaplandı. kah ve kilo verimi merhaba ben bişe soracaktım ben hormonel bozukluk var ama tam net kah teşhisi almadım ama ondan şüpheleniyorum adet... 18 Ekim 2021 1834 Doç. Dr. Nuri Haksever tarafından cevaplandı. Prof. Dr. Kutay Biberoglu tarafından cevaplandı. Kirpiğimde beyaz Merhaba hocam. 23 yaşındayım saçlarım son 4 yıldır beyazlaşmaya başladı ama çok önemsemedim son 1 yıldır da bikini ... 27 Eylül 2021 0904 Uzm. Dr. Emine Dilek Bahçekapılı Yıldırım tarafından cevaplandı. Anksiyete bozukluğu Merhaba hocam. 6 yıl önce eşimin karanlıkta bir şaka yapması sonucu aşırı korkmuştum. Görünmeyen varlık şeklinde bi... 27 Eylül 2021 0215 Uzm. Dr. Serhat İpekçi tarafından cevaplandı. Venoz yetersizlik İYİ ÇALIŞMALAR HOCAM 31 YAŞINDAYIM EREKSİYON SIKINTISI CEKIYORUM CIALIS 5 MG ICTIM BAZEN FAYDA EDIYOR BAZEN DE HIC ... 24 Ağustos 2021 0340 Prof. Dr. Ömer Demir tarafından cevaplandı.
Vitiligo deriye rengini veren ve melanin pigmentini yapan melanosit hücrelerinin kaybolmasından kaynaklanan kronik seyirli bir deri hastalığıdır. Hastalık sürecinin derinin immünolojik sisteminden kaynaklandığını biliyoruz. Deri hücreleri olan keratinositlerden kaynaklanan sitokinler; stem cell faktör SCF, TNF-alfa ve IL-1 bu süreçte rol oynamaktadır. Tüm sürecin hastalıklı alanda klinik yansıması deri renginde açılma beyazlaşmadır. Derinin yapısında bulunan kıl follikülerindeki melanositleride etkiledi ise vitiligo alanındaki kıllarda beyazlaşmaktadır. Vitiligoda geişen bu patolojiler nedeni ile tedavisinde asıl hedef otoimmün süreçten kaynaklanan derideki inflamasyonun baskılanması ve melanositlerin tekrar aktive edilmesidir. Vitiligo hastalığında çok sayıda tedavi seçenekleri bulunmaktadır. Bunlar içerisinde geçmişten beri en sık kullanılan ultraviyoleUV ışınımının kullanılmasıdır. Bunlar fototedaviler başlığı altında cilt hastalıklarında Hindistan’da MÖ 1400 yıllarda bitkisel ürünler ile birlikte kullanıldığını görmekteyiz. Modern anlamda foto tedavilerin tanımı ise 1903 yılında Niels Finsen tarafından Lupus Vulgaris hastalığının tedavisinde tarif edilmiştir. 1974 yılarında bitkisel içerikler ile ışık tedavilerinin kullanımının sedef hastalığında kullanımını görmekteyiz. 1978 yılında geniş dalga boyuna sahip UVB ışık tedavileri sedefte daha yaygın kullanılmaya başlanmıştır. Sonraları tedavilerdeki gelişmeler ile popülerliği azalmış, diğer tedavilere göre etkinliği az bulunarak unutulmuştur. 1988 yıllarında dar bant UVB tanımlanarak tekrar sedefte kullanılmaya başlanmıştır. 1997 yılında vitiligo ile ilgili ilk çalışmaların yapıldığını A, PUVA, ultraviyole B UVB, geniş bant UVBBB-UVB ve dar bant UVB NB-UVB günümüzde en sık tercih edilen fototedaviler arasında yer almaktadır. Özellikle dar bant UVB tedavileri diğer tedavilerin önüne geçmeye başlamıştır. Dar Bant UVB tedavilerinde farklı ekipmanlar kullanılmaktadır. Tüm vücut kabinleri Tüm vücut panelleri Küçük paneller yada kabinler El ve ayak ünitleri Saçlı deride kullanılan özel tarakları Evde hasta kullanımı için geliştirilen ünitler; 310-315 nm dar bant UVB içermekte olan bu ışık kaynakları yaklaşık olarak 10 mW/cm2 enejisi 9 X 7 cm alana uygulanmaktadır. Dar bant UVB 311 nm vitiligo hastalığında çok etkili olmakla birlikte 25-30 seans gibi uzun tedaviler gerektirmektedir. Bu tedavilerin en büyük dezavantajları; vitiligo lezyonları dışında tüm vücudunhastalıklı olmayan alanlarında UVB ye maruz kalmasıdır. Bazı hastalıklı alanlarınkoltuk altı, kasık gibi katlantı alanları tedavide yeterli UVB’ ye maruz kalmaması. Tüm vücuda uygulama nedeni ile hasta toleransı için UVB nin etkin dozları altında kullanılması zorunluluğudur. Excimer 308 nm dar bant UVB vitiligo gelişiminde rol alan T lenfositleri ve onların neden olduğu sitokinleri baskılamakta. Uygulama yerinde deride immün sistemi baskılamakta. Kıl folliküllerinde bulunan melanosit kök hücreleri uyarmakta bunların epidermise göçünü uyarmakta, melanositlerde melanin yapımını sağlayan hormon olan MSH uyarmakta, melanositlerin çoğalmasını sağlamaktadır. Son çalışmalarda vitiligo ve sedef hastalığında 308-nm dalga boyu ön plana çıkmaktadır. Vitiligo hastalığında klinik etkinliğin ve klinik güvenirliğin en iyi buluşma dalga boyu 300-313 nm olarak belirlenmiştir. Bu dalga boyu excimer lazer yada 308 nm lambalar ile sağlanmaktadır. Yeni sistemlerde 308 nm dar bant UVB ergonomik yapıları ile sadece vitiligo hastalık bölgesine uygulanmaktadır. Bu sağlam deriyi koruyacak şekilde daha etki dozların kullanılabilmesi anlamına gelmektedir. Karşılaştırılmalı vitiligo tedavisi çalışmalarında 308 nm dar bant UVB nin 311 nm kadar etkin olduğu gösterilmiştir. Ayrıca hastaların maruz kaldıkları toplam UVB dozları 308 nm daha düşüktür ve tedavi seans sayıları daha azdır. 308 nm dalga boyu dar bant UVB de lazer ve lamba kaynakları ile sağlanmakta ve klinik etkinlikleri aynı bulunmuştur. Lamba kaynaklı 308 nm dar bant UVB nin daha ekonomik olması ve hasta maliyetleri nedeni ile günümüzde excimer lazerlere göre daha fazla tercih edilmektedir. Lambalarda xenon-chloride dimerleri kullanılarak elde edilen ışık lazerler gibi tek dalga boyunda yani 308-nm dir. Dimerlerden ilki halojen tozları olan xenon ve diğeri soygazlardan klorittir. Bunlar yüksek enerjide stabil değillerdir ve 308 nm dalga boyunda foton yayarlar. 308 nm nin vitiligoda fotobiyolojk etkisi dar bant 311 nm UVB daha iyi olduğu kanıtlanmıştır. Vitiligo plaklarında hastalıktan sorumlu T lenfositlerin sayısında % 50 azalma sağlanması için 308 nm de 95 mJ/cm2 gerekir iken 311 nm de 320 mJ/cm2 gerekmektedir. Işık sistemleri merkezlerde yada muayenehane ofislerinde kullanılması için geliştirilmiş portatif sistemlerdir. Günümüzde bir çok sistem kullanılmakla birlikte merkezimizde Alma lazer 308 nm MEL ve DEKA lazer 308 nm MEL sistemleri kullanılmaktadır. Viiligoda 308 nm dar bant UVB nin kullanım amacı 1. öncelikle hastalığın stabilitesinin sağlanması 2. olarak repigmentasyonun sağlanmasıdır. Hastalığın stabilitesinde etkisi immünumodülasyonla olmaktadır. Bunu vitiligo yada sedef alanında anormal immün sistem cevabını baskılayarak göstermektedir. Dar bant UVB bu etkisini interleukin‑10 yapımını arttırarak, natural killer cell aktivitesini azaltarak ve lenfositlerin çoğalmasını baskılayarak göstermektedir. UVB nin asıl hedefi dokuda hücresel DNA dır. UVB DNA tarafından emildiğinde DNA foto ürünler açığa çıkmaktadırpirimidin dimerleri gibi. Bu temel etkiyi "urocanic asiti" trans formundan cis formuna dönüştürerek göstermektedir. Dar bant UVB kılların dış kılıfında bulunan malenositleri çoğaltmakta, aktive etmekte ve epidermiste göç etmelerini sağlamaktadır. Buda vitiligoda repigmentasyonu sağamaktadır. Dar bant UVB ayrıca keratinositlerden “temel fibroblast büyüme faktörü” bFGF ve “endothelin‑1″ ET‑1 aktive etmekte. Bunlar melnositlerin çoğalmasını sağlamaktadır. Ayrıca dar bant UVB melanositlerde “adhesion kinase ve matrix metalloproteinase‑2 MMP‑2” salınımına neden olmakta. Bunlar menositlerin epidermal göçlerini arttırmakta. Melanin yapımını tirozinaz salınımı artırmakla gerçekleştirmektedir. Vitiligolu hastalarda kan dolaşımında 25‑OH Vitamin‑D düşük bulunmuştur. Vitamin‑D tirozinaz enzimi üzerinden melanositerde melanin yapımını sağlamaktadır. Dar bant UVB de hastalarda kanda vitamin D seviyeleride yükselmektedir. Buda repigmentasyonda rol oynamaktadır. Dar bant UVB de etkin doz MED dozun % 50 fazlası olmalıdır. Dar bant UVB vitiligoda uygulandığında DNA hasarı ile “cyclobutane pyrimidine dimerleri CPD” oluşmakta. Bunların azalması yani DNA onarımı için bir süreye ihtiyaç bulunmaktadır. Bu 24-48 saatdir. Bu nedenle dar bant tedavileri 1-2 gün ara ile yapılmalıdır. Her iki sistemde uygulamadan önce hastanın ışık duyarlılığının ve duyarlılık arttırıcı ilaçlar yada besin katkı maddeleri kullanılmaması istenmektedir. Bu tedavi vitiligonun toplam vücut yüzey alanının % 10′nun dan daha azına yerleştiği durumlarda tercih edilmektedir. Hastalığın son 8 haftadır aktif olmaması yani yeni lezyonların çıkmaması yada eskilerin büyümemesi gerekmektedir. Vitiligoda 308 nm sistemleri sedefe göre daha fazla seanslar gerektirmektedir. Koyu tenlilerde elde edilen başarı açık tenlilerden daha yüksektir. Tedavilerin en güzel sonucu ortalama tedavinin 8. haftasından itibaren başlayabilen erken repigmentasyondur.Vitiligo içerisinde başlayan renklenme adacıkları Bu hastaların tedaviye olan uyumunu arttırmakta ve hastaları psikoloji açıdan rahatlatmaktadır. Bazı tedavilere dirençli klinik olgularda bu cevap 12-16 seabslarar kadar uzayabilmektedir. Bu tedavinin uygulanamayacağı kişiler yani tedavinin kontrendikasyonları; Gebelik ve emzirme dönemi Kolar skar gelişimi ve keloidal yapı Melanoma ve diğer deri kanser hikayesi Vücut savunma sistemin baskılayan tedaviler görenler ve görmekte olanlar Hastada tedavi öncesi vitiligo klinik şiddeti ve yaygınlığının ölçümü ve klinik cevabın karşılaştırılması için klinik değerlendirme ve fotoğraflama yapılmaktadır. Bu amaçla Fotofinder kullanılmaktadır. Bu özel yöntemde tüm vücut fotoğraflaması yapılmakta. Vitiligo alanları otomatik olarak işaretlenerek vitiligo alanlarında klinik şiddet skorlanmaktadır. Vitiligoda 308 nm MEI sistemlerinin kullanılabilmesi için; Hastalarda yaş sınırı bulunmamaktadır. 8 haftadır vitiligonun artış göstermiyor olması yani hastalığın stabil olması gerekmektedir. Vitiligo hastasının daha önce ışık duyarlılığının olmaması gerekmektedir. El ve yüz uygulamalarında vitiligonun tüm yüz ve el üstünü tutmaması gerekmektedir. Hastada daha önce “Maling Melanoma, BCC ve SCC” gibi cilt kanserlerinin olmaması yada bu kanserler yönünde riskler taşımıyor olması gerekmektedir. Vitiligonun yaygınlığı tüm vücudun % 20 sinden fazla olmamalıdır. Güneş ve ışığa karşı duyarlılığı arttıran ACE inhibötörü, NSAI, amodarone, fenotiazid, ciproflaxacine, protriptilin,nalidic asit, sulfonamdi, tetrasiklin,nifedipine, thiazid, katran, psoralene, griseofulvin, halojenli salisikanilid, bazı besin boyaları ve besin katkıları kullananlarda kullanılamaz. Tedavi seanslarından önce kullanılacak dozların belirlenmesi için “minimal eritem dozu MED” saptanmaktadır. Bu hastanın vitiligo olmayan bir deri bölgesinde eğer açık tenli ise 100, 200, 300, 400, 500 ve 600 mJ cm2 koyu tenli ise 150, 200, 300, 500, 700 ve 900 mJ cm2 olacak şekilde 6 adet alana yapılan teste uygulamasıdır. Test alanını hastanın 24 saat güneşe göstermesi istenmez. 1 gün sonra test alanına bakılarak eritemin en az oluştuğu uygulama dozu seçilir. 308 nm Dar bant UVB dozlarının belirlenmesinde 2 yöntem tercih edilmektedir. MED den dozların bulunması; ilk olarak hastada MED saptanır. Sonra MED % 50 ile seanslara başlanır. İlk 20 seans bir önceki doz % 10 arttırılmaktadır. Eğer foto reaksiyonlar gözlenir ise doz aynı bırakılır yada % 50 oranlarında doz düşülmektedir. Fitzpatrick deri tiplerine göre MED kullanılmadan dozların bulunması; Fitzpatrick tarafından cilt deri rengine göre açıktan koyuya doğu I-VI cilt tipi tanımlanmıştır. Örneğin cilt tipi I de 130 mJ/cm2 ile başlanmakta ve doz her seansta 15 mJ/cm2 arttırılmaktadır. Bunların dışında uygulama alanındaki lokal cevabın ve fotoreaksiyonların değerlendirilerek dozların saptanması daha doğru olacaktır. Bu nedenle biz aşağıdaki algoritmayı kullanıyoruz. Vitiligoda klinik cevap 2-4 seansta hızla pigmentasyonun gelişmesi ile alınmaktadır. Haftada 2-3 kez olacak şekilde seanslara başlanmakta. İlk seanslarda 1 MED ile başlanmakta 2 seans 1 MED ile devam edilmekte. Sonra klinik cevaba bakılarak doz gittikçe arttırılmaktadır. MED hesaplanmadan da 100 mj/cm2 haftada 2 seans şeklinde başlanmakta ve her seansta uygulanan doz 100 j/cm2 arttırılmakta. Eğer seans sonrasında eritem-kızarıklık ve su toplaması 2 günden fazla devam ediyor ise bir önceli dozlarda devam edilmekte doz seanslarda aynı tutulmaktadır. Göz kapağı ve genital bölge gibi duyarlı alanlarda doz 50 mJ/ cm² ile başlanmakta ve sonraki seanslarda doz bir öncekinden 50 mJ/ cm²arttırılmakta. Eğer seans sonrasında eritem-kızarıklık ve su toplaması 2 günden fazla devam ediyor ise bir önceli dozlarda devam edilmekte doz seanslarda aynı tutulmaktadır. Seanslarda hastanın gözleri özel UV gözlükleri ile korunmaktadır. Daha sert tedavilerde kullanılabilmektedir. Bu tedavilerde yine MED saptanır. İlk seanslarda 2 MED dozları ile başlanır. Her hafta hastanın ve klinik toleransa göre doz bir öncekinden 2 kat fazla verilmektedir. 8-16 MED dozlarında su toplaması gibi yan etkiler gelişebilmektedir. Uygulama sırasında; uygulama alanında güneş yanığına benzer yan etkiler yaşanabilmektedir. Bunlar kızarma-eritem, su toplaması, kabuklanma ve deride renk koyulaşması-hiperpigmentasyondur. Yapılan klinik çalışmalarda 308 nm dar bant UVB tedavi sonuçlarını bazı değişkenlerin etkiledikleri gösterilmiştir. Bunlar; UV duyarlı vücut bölgeleri; yüz, boyun, kol ve bacaklar gibi tedaviye çok iyi cevap vermektedir. Ancak bu alanlarda kemik çıkıntıları üzeri el ve ayak üstleri tedaviye dirençlidir. Dirsek, diz ve bileklerin bu alanlar içerisinde yer alamasın rağmen el ve ayak sütlerinden daha iyi cevap verdikleri görülmektedir. Bazı hastalarda çok hızlı ve % 75 in üzerinde yükek klinik başarılar sağlanırken, aynı seans sayılarında bazı hastalarda % 25 in altında cevaplarda kalınmakta. Tedavi sonrasında yapılan takiplerde elde edilen repigmentasyonun genellikle tedavi sonrasında bir yıla kadar stabil kaldığı bildirilmekle birlikte, tedaviden 1-3 yıl sonra hastaların yaklaşık %15 inde yeni vitiligo lezyonlarının oluştuğu gözlenmektedir. Vitiligoda MEI ışık sistemleri ile birlikte takrolimus ve steroid içeren kremlerin bu tedaviler ile kombine edilmesinin tedavi etkinliğini arttırdığı saptanmıştır. Özellikle, diz, dirsekler ve el üstü gibi UV’ ye dirençli alanlarda tedavi etkinliğini arttırdığı sonucuna varılmıştır. Vitiligo da fotodinamik tedavilerde uygulanabilmektedir. Bu amaçla ışık duyarlandırıcı-FS ilaçlar vitiligo alanına topikal uygulanmaktadır. Burada önemli olan FS ilacın deri tarafından etkin emilimidir ve emiliminin arttırılması önemlidir. Bu amaçla son zamanlarda vitiligo alanına fraksiyonel CO2 lazer uygulanmaya başlanmıştır. Fraksiyonel CO2 lazer ile oluşan hollerden FS nin emiliminin arttırılması amaçlanmaktadır. Vitiligo alanına fraksiyonel co2 lazer yapıldıktan hemen sonra FS olarak ALA yada metil ALA oklüzyonla 3 saat uygulanmakta. Bu şekilde ALA emilimi 3 kat artmaktadır. Sonra Excimer 308 uygulanmaktadır. Vitiligo tedavisinde ne fazla zorlanan hasta gurubu çocuklardır. Bunlarda topikal takrolimus ve 308 nm Excimer kombinasyonu kullanılabilmektedir. Bu amaçla 308 nm excimer 150 mJ/cm2 ile haftada 3 kez başlanmakta. Her seansta eritem oluşana kadar doz 100 mJ/cm2 doz arttırılmaktadır. 3 günden uzun süren eritem, su toplaması olduğunda doz bir önceki seans dozlarına çekilmektedir. Topikal olarak takrolimus günde günde 1 kez uygulanmaktadır. Vitiligoda Excimer ile yaılan çalışmalarımızda bizim deneyimlerimiz; koyu tenlilerde, yüz tutulumlu vitiligodaağız çevresi hariç, el ve yak dışındaki alanlar, yeni başlamış vitiligo1 aydır devam edenler, üzerinde kılların siyah olması, vitiligosu stabil olanlar yani son 3 haftadır yeni çıkan ve eskilerde büyüme olmayanlar cevap çok daha iyi. 308 nm ve Kombine Kullanımı 308 nm dar bant UVB tek başına yada diğer vitiligo tedavileri ile kombine kullanılmaktadır. Topikal olarak kullanılan immün sistemi düzenleyen “pimecrolimus ve tacrolimus” immün sistemi baskılayan topikal kortizonlar ve vitamin D analokları gibi. Ayrıca sistemik olarak antioksidanlar ve sistemik kortizonlar kullanılabilmektedir. Pimecrolimus; calcineurin inhibitörü ve immün sistem düzenleyicisidir. Krem formunda vitiligo alanına günde 1 yada 2 kez kullanılmaktadır. 1% krem formu 308 nm MEL sistemi ile kombine kullanılmaktadır. Bazı hastalarda 308 nm MEL yan etkileri olan eritem, kaşıntı ve su toplaması gelişme riskini arttırabilmektedir. Tacrolimus; pimecrolimus benzer. Pomad fromları günde 1 uada 2 kez vitiligo alanlarına topikal kullanlmaktadır. pomad formu 308 nm MEL sistemi ile kombine kullanılmaktadır. Bu iki kombinasyonla ilgili yapılan çalışmalarda eğer tedavide güneşte kuanıldığında klinik başarının daha yüksek olduğu gösterilmiştir. Vitamin D analogları; Calcipotriol en sık topikal kullanılanıdır. 308 nm MEL sistemi ile birlikte kullanımının tek başlarına kullanımlarına göre çok üstün olmadığı gösterilmiştir. Vitamin D analogları; Calcipotriol en sık topikal kullanılanıdır. 308 nm MEL sistemi ile birlikte kullanımının tek başlarına kullanımlarına göre çok üstün olmadığı gösterilmiştir. Topikal kortizonlar 308 nm MEL dirençli yüz gibi alanlarda kombine kullanılabilmektedir. Vitaminler ve antioksidanların sistemik yapa topikal kullanımı; vitiligoda oksidatif stresin azaltılması yönünde etkilidir. Vitamin C 500mg günde 2 kez, vitamin B12 1,000 microgr. günde 2 kez, Vitamin E, alfa lipolik asit, sistein, poli ansatüre yap asitleri ve folik asit 5 mg günde 2 kez 308 nm MEL sistemleri ile kombine kullanılmaktadır. Bu amaçla vitamin E 400 IU günde kullanılabilir. Pseudocatalase; düşük molekül ağırlıklı maganez kompleksi epidermiste hidrojen peroksit birikimizi bloke etmektedir. Pseudocatalase Mn/ethylenediaminetetraacetic acid‑bicarbonate complex ve Ca günde 2 defa topikal kullanımı ve 308 nm MEL sistemi kombine kullanılmaktadır. Tetrahydrocurcuminoid; zerdeçal kökklerinden elde edilen curcumin diferuloymethane etken meddesi içermektedir. Bu aktif madde antiinfamaturadır. Curcumoid krem günde 2 defa ve 2 haftada bir 308 nm MEL etkin bir kombinasyon oluşturmaktadır. Khellin; furanochromone dimethoxy-4, 9 methyl-7 oxo-5 5-H-Furo [3,2-G]-4H chromone içermektedir ve kimyasal olarak psoralana benzemektedir. Melanositleri aktive etmektedir. Khellin 4% pomas 308 nm MEL ile kombine kullanılmaktadır. Vitamin‑D analogları; Excimer 308 nm den en az 2 saat önce yada hemen sonrasında kullanılmalıdır. Afamelanotide; güçlü ve uzun etkili sentetik MSHmelanosit uyarıcı hormon benzeridir. Excimer ile kombine kullanıldığında çok daha hızlı repigmentasyon yapmakta. 5‑fluorouracil; deriye intradermal olarak uygulandığında ve excimer 308 ile kombine kullanıldığında etkilili olduğu gösterilmiştir. Lazer dermabrazyon; Erbium yada CO2 lazer ile yapılan vitiligo alanında dermabrazyon sonrası Excimer 308 nm etkinliği daha fazla artmaktadır. Özellikle el üstü ve ayak üstleri gibi dirençli olgularda kullanılabilir. Özellikle fraksiyonel CO2 lazer sonrası daha etkin sonuçlar alınmakta ve hasta toleransı daha yüksektir. Sistemik kortizon tedavisi; vitiligo ilerleyici bir kliniğe sahipse ilk olarak aktivasyonun baskılanması önemlidir. Bu amaçla Mini Pulse sistemik kortizon tedavileri yapılabilmektedir. Bu amaçla betamethasone mg/kg dozlarda haftada 2 gün ardışık günlerde 3 ay verilmekte. Sonra doz her ay 1 mg azaltılarak kesilmektedir. Vitiligoda 308 nm MEL Kullanımının Erken Yan Etkileri Eritem; Vitiligo olan uygulama yerinde kırmızılık oluşmasıdır. Bu uygulama dozuna bağlıdır. Bir kaç gün sonra kuruluk ve soyulma ile kaybolmaktadır. Vitiligonun MEI uygulamalarında Sedef tedavilerine göre daha fazla eritem gelişmektedir. Blistersu toplama; 2 derece yanık olabilmektedir. Bu tamamen uygulamanın yanlış yapılmasından yada doktorun etkinlik için yüksek dozlar seçmesinden kaynaklanmaktadır. Gelişen bu yanık iz bırakmaz ancak hafif renk koyulaşmasıhiperpigmentasyon olabilir ancak buda 3 ayda kendiliğinden düzelmektedir. Renk koyulaşması hipepigmentasyon; özellikle vitiligonun çevresindeki sağlam deride ortaya çıkmaktadır. Uzun Süreli 308 nm MEL Kullanımı Yan Etkileri UVB fototedavi erken dönemde deride foto hasar ile yanma, kaşıntı, kuruluk, ağrı ve su toplamları şeklinde yanıklar yapabilmektedir. Hata uygulama yerinde daha önce geçirilmiş herpes -uçuk ataklarına neden fototerapileri bazı cilt hastalıklarında koebnerizasyon-klinik tabloda alevlenme yapabilmektedir. Asıl tartışma UVB nin uzun etkileri. UVB uzun süre maruz kalınması deride foto hasar, foto yaşlanma hatta güneş kökenli cilt kanserlerine neden olabilmektedir. Maling melanomada UVB nin açık tenlilerde uzun süreli kullanımında bir risk artışı gözlenmemiştir. Ancak SCC gibi cilt kanseri risklerinin gelişebileceği gösterilmiştir. Bu risk PUVA tedavilerinde daha yüksektir. PUVA da risk 7 kat UVB daha yüksektir. UVB de riskin 300 den fazla seans uygulandığında yüksek olduğunu biliyoruz. 308 nm dar bant UVB tedavilerinde risk daha düşmektedir.
Vitiligo, pigment kaybına bağlı deride beyaz, yama tarzında lekelerle giden bir deri hastalığıdır. Vitiligo nedir? Vitiligo, pigment kaybına bağlı deride beyaz, yama tarzında lekelerle giden bir deri hastalığıdır. Vücudun herhangi bir bölümü etkilenebilir. Sık tutulan alanlar yüz, dudaklar, eller, kollar, bacaklar, genital bölgeler. Vitiligo kimlerde görülür? Yüz kişinin 1-2 sinde görülür. Hastalık, genellikle 20 yaştan önce başlar. 1/5 hastanın aile bireylerinde vitiligo vardır. Vitiligolu hastaların çoğunun genel sağlık durumu iyidir. Vitiligo neden oluşur? Deri, saç, ve göz rengini belirleyen melanin pigmentidir. Melanosit denilen hücrelerde üretilir. Eğer bu hücreler ölürse veya melanin yapamazsa deri rengi açılır veya tamamen beyaz olur. Vitiligoya neden olur? Vitiligo, deriye renk veren melanosit adındaki hücrelerinin kaybı sonucu oluşur. Vücudun kendi bağışıklık sistemi melanositleri yıkar. Çünkü vücut cilde renk veren hücreyi zararlı bir madde gibi algılamaktadır. Vitiligo ağır psikolojik stressler sonrası ortaya çıkabilmektedir.Bir aile ferdinin kaybı,deprem,iş ve aile hayatındaki ciddi uzun dönemli sorunlar Vitiligo nasıl gelişir? Hastalığın seyri ve şiddeti kişiden kişiye değişir. Açık tenli kişiler, ya vitiligolu alanlar ile normal deri arasındaki renk farkını direkt fark ederler ya da bronzlaşmanın ardından fark edilir. Esmer kişilerde vitiligo yaz boyunca daha kolay fark edilir. Yaygın vitiligo, bazen tüm vücutta pigment kaybı yapabilir. Ne kadar pigment kaybı olacağını önceden kestirmek zordur. Tipik vitiligo, süt beyazı alanlarla kendini gösterir. Pigment kaybının derecesi her vitiligo plağında farklı olabilir. Vitiligo alanında pigment gölgeleri veya alanın etrafında koyu renkli halka olabilir. Vitiligo, genelde hızlı pigment kaybıyla başlar. Bu kayıp, bilinmeyen nedenlerden dolayı işlem duruncaya kadar devam eder. Pigment kaybı dönemlerini, pigmentin değişmediği dönemler takip eder. Bu siklüsler sonsuza kadar devam edebilir. Vitiligo hastalarında deri renginin kendiliğinden geri dönmesi nadirdir. Artık vitiligosu olmayacağına inanan hastalar, aslında tüm pigmentlerini kaybetmişlerdir ve derilerinde zıtlık yaratan alan kalmamıştır. Vücutlarında tek renk vardır ancak vitiligoları devam eder. Vitiligo nasıl tedavi edilir? Vitiligoda tedavi süreci sürebilir ve hasta-hekim iletişiminin iyi olmasını gerektirir. Süreç uzun olduğu için ve tedavi sonucu geç alındığı için hastalar sıklıkla alternatif yöntemlere yönelir ve bunun sonucunda maddi ve manevi mağdur olurlar. Açık renkli kişilerde bronzlaşmaktan kaçınmak, deride zıtlık oluşmasını önler. Vitiligolu alanın güneşe olan doğal savunması kaybolmuştur. Bu alanlarda kolaylıkla güneş yanığı gelişebilir. Bu yüzden, en az 15 faktörlü bir güneş koruyucu kullanılmalıdır. Güneşten olabildiğince kaçınılmalıdır. Vitiligoyu makyaj ve kamuflajla kapatmak Vitiligoyu makyaj veya boyalarla örtmek güvenli ve kolay bir yöntemdir. Suya dayanıklı kozmetikler, hemen hemen her deri tipi için mevcuttur. Ayrıca bronzlaştırıcı bileşikler de mevcuttur. Bunlar, dihidroksi aston denen bir kimyasal madde içerirler ve deriye bronz renk katabilmek için melanositlere gerek duymazlar. Bu ajanlar da yavaş yavaş silinirler ve hastalığı iyileştirmezler. Sadece görünümü düzeltirler. Dövmeler de küçük vitiligo plağında mikropigmentasyonla yardımcı olabilirler. Güneş koruyucular ve makyajlar tatmin etmezse doktorunuz başka bir tedavi yöntemi önerebilir. Vitiligoda tedavi, ya normal deri rengine dönüş repigmentasyon, ya da az miktarda kalmış normal renkteki alanların rengini açmak depigmentasyon şeklinde olabilir. Repigmentasyon metodlarındaki tedavi başarısı hastadan hastaya değişmektedir. Repigmentasyon tedavisi Renk hücrelerini yeniden canlandırmak Işık Tedavileri Fototerapi Işık tedavilerinin iki etkisi vardır. Bunlardan birisi renk hücrelerine karşı vücudun geliştirdiği saldırıyı zayıflatmak diğeri ise yedekte bulunan renk hücrelerini uyarıp, çoğaltıp vitiligolu alanları kapatmalarını sağlamaktır. Işık tedavilerinde vitiligoda bir problem kabin tedavilerinde vitiligolu alanlar dışındaki normal derinin koyulaşması ve vitiligonun daha çok belirginleşmesidir. Yeni çıkan mikrofototerapi yönteminde ise bu sıkıntı aşılmış ışığın sadece vitiligolu alana verilmesi mümkün olmuştur. Dar Band UVB Tedavisi Vitiligonun tedavisindeki en etkili tedavi yöntemlerinden biridir. Yaygın vitiligosu bulunan hastalarda kabin tedavileriyle, vücudunda bazı bölgelerde bulunanlarda ise yeni çıkan mikrofototerapi yöntemiyle uygulanmaktadır. Tedavi öncesi herhangibir ilaç kullanmaya gerek yoktur. Tedavi sıklıkla haftada 2 veya 3 seans uygulanır. Yan etki olarak nadiren güneş yanığına benzer kızarıklıklar görülebilmekte bunlar da kısa süre içersinde kaybolmaktadır. Sonuçlar sıklıkla 10-20 seans içersinde alınmaktadır. Bunun nedeni renk hücrelerinin yavaş çoğalmasıdır. Hastalarımızın tedavi beklentisi uzun vadeli olmalıdır. PUVA tedavisi Işık tedavisinden önce psoralen adında bir ilaç kullanılır. Bu ilaç deriyi ışığa duyarlı kılar. Ardından deri, özel bir tip UV ışığına maruz bırakılır. Özel bir tıbbi donanım gerekir. Eğer vitiligo sınırlı bir alandaysa UVA tedavisinden önce psoralen sadece deriye uygulanabilir. Ancak genellikle hap olarak ağızdan verilir. PUVA ile tedavide yüz, gövde ve kol ve bacakların gövdeye yakın kısımlarında eski deri renginin kazanılma ihtimali %50-70 tir. El ve ayaklar zayıf cevap verir. Genellikle 1 yıl boyunca haftada 2 kez tedavi gerekir. PUVA'nın güneş yanığına benzer reaksiyon oluşturmasına sık rastlanır. Uzun dönemde kullanıldığında deride çillenme görülebilir ve deri kanseri riski artar. Psoralen, gözleri de ışığa daha duyarlı kıldığı için UVA bloke edici güneş gözlüğü günbatımına kadar kullanılmalıdır. Böylelikle katarakt oluşumu riski azalır. PUVA, 12 yaşın altındaki çocuklarda, gebelerde, süt emziren annelerde veya belli bazı durumlarda ilaç kullanımı, hastalık uygulanmaz İlaç Tedavileri Topikal kortikosteroid Kortikosteroid içeren kremler, küçük vitiligolu alanların renginin geri dömesinde etkilidir. Bu yöntem, diğer tedavilerle birlikte de uygulanabilir. Ancak, bu ajanların, deriyi inceltme gibi yan etkiler vardır ve doktor kontrolünde kullanılmalıdırlar. Özellikle yüz bölgesinde kortizon kullanımı cilt inceltici etkisi nedeniyle önerilmez. Pimekrolimus ve Takrolimus Organ nakillerinde kullanılan ilaçların yeni çıkan merhem haline getirilmiş formlarıdır. Kortizonlarda olduğu gibi cilt inceltici etkileri yoktur. Yüz bölgesinde bu nedenle güvenle kullanılabilirler. Tipik olarak ilk kullanımda acıma ve batma hissi yapabilirler. Çocuklarda çok yaygın lezyonlar kullanılmaları önerilmemektedir. Cerrahi tedaviler, Vitiligo tedavisinin geleceği Normal deriden sağlam renk hücresi nakli Greftleme, Melanosit kültür yöntemler, Re-Cell ve diğerleri Vitiligonun tedavisinde en çok araştırılan alanlardan biridir. Normal deri alanından vitiligolu alana renk hücresi transferi sadece belli bazı merkezlerde ve belli bir grup hastada yapılabilir. Bu tedavinin uygulanabileceği hastalar sıklıkla el ve ayaklarında vitiligosu olan diğer tedavilere dirençli hastalardır. Hastada bu yöntemin uygulanabilmesi için vitiligo birkaç senedir pasif olmalı yani tekrarlamamış olmalıdır. Özellikle Hindistan'da Vitiligo hastalığında bu konuda yoğun araştırmalar yapılmıştır. El ve ayakta yerleşen vitiligoda bu tedavilerle iyi sonuçlar alınmıştır. Depigmentasyon tedavisi Sağlam derinin rengini açmak Vitiligosu çok yaygın hastalar için en pratik yöntem, kalan pigmente alanın renginin açılıp tüm vücuda aynı rengin kazandırılmasıdır. Bu, hidrokinonların monobenzil eter formu ile sağlanabilir. Bu tedavi yaklaşık bir yıl alır. Sonuç kalıcıdır. Bu tedavi vitiligoda son seçenektir. Dönüşü yoktur. Hastanın deri rengi sıfırlandığından güneşe karşı bir koruyucu kalmamıştır. Güneş altında ciddi kızarma olabilir. Zamanla bu bölgelerde deri kanseri gelişme riski yükselmiştir. Türkiye'de bu ilaç bulunmayıp uygun hastalarda dışardan getirtilmektedir. Çocuklarda vitiligonun tedavisi Çocuklar yaş grubu olarak vitiligo tedavilerine daha iyi yanıt vermektedir. Yan etkileri düşünerek en uygun tedavi dermatoloğunuz tarafından belirlenir. Vitiligo tedavi sonrası tekrarlar mı? Bu ihtimal her zaman vardır çünkü vitiligolu hasta genetik yapısı nedeniyle bu hastalıkla karşılaşmıştır. Özellikle ağır psikolojik stressler bir aile ferdinin kaybı, deprem,aile ve iş hayatındaki ciddi sorunlar vitiligonun tekrarlamasına neden olmaktadır. Vitiligonun tedavisinde son bilimsel araştırmalar Özellikle sağlam deriden renk melanosit hücrelerinin alınıp vitiligolu alanlara nakli konusunda yoğun araştırmalar yapılmaktadır. .
Cildin pigment hücrelerinin, melanositlerin belirli alanlarda yok olduğu bir hastalık olan vitiligo vücudun herhangi bir bölgesinde beyaz lekeler şeklinde kendini gösterir. Bağışıklık sisteminin yanlış programlanarak vücuttaki bazı hücrelere saldırması ve tahrip etmesinden doğan bir otoimmün durum olduğu düşünülse de, vitiligonun kesin sebebi bilinmemektedir. Vitiligoya yönelik herkes için etkili olan tek bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır.• Vitamin TedavisiÖn kanıtlara göre B12 vitamini ve folik asit B9 vitamini vitiligo semptomlarında iyileşme sağlayabilir. 1992’de Birmingham Tıp Merkezi’nde gerçekleştirilen ve 15 vitiligo hastayı kapsayan çalışmada, hastaların 11’inde serumda normalden daha düşük folik asit düzeyleri saptanmıştır. B12 vitamin düzeyleri de hastaların üçte birinde normalden daha düşüktü. 8 hastaya uzun süreli folik asit ve C vitamini verildi. Ayrıca B12 vitamini parenteral tedavisi de uygulandı. Vitamin tedavilerinden sonra 8 hasta belirgin repigmentasyon gösterdi. Bu düzelme 3 ay sonra belirginleşti, fakat tam repigmentasyon bir ila iki yıllık devamlı takviye gerektirdi. Bazı çalışmalar, folik asit ve bir miktar UV maruziyeti ile kombine edildiğinde, B12 vitamininin vitiligo yönelik daha iyi çalıştığını göstermiştir.“Clinical and Experimental Dermatology“, adlı dergide Ocak 2012’de bildirilen bir çalışma B12 vitamini, homosistein seviyeleri ve vitiligo depigmentasyonu arasındaki bağlantıyı araştırmıştır. Bu çalışma, vitiligolu kişilerin daha yüksek homosistein seviyelerine ve daha düşük B12 vitamini ve folik düzeylerine sahip olduğunu gösteren diğer benzer çalışmaların sonuçlarını doğrulamıştır. Araştırmacılar düşük B12 vitamin ve yüksek homosistein seviyelerinin vitiligo için risk faktörü olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyorlar.• PABAB-kompleks vitaminlerinde yaygın olarak bulunan bir bileşik olan PABA para-aminobenzoic acid vitiligo için yararlı olabilir. PABA, bazı insanlar tarafından B vitamini kompleksinin bir üyesi olarak kabul edilir, fakat etkisi diğer B vitaminlerinden oldukça farklıdır. PABA’nın enjekte edilebilir bir formu ve bireysel gereksinimlere göre uyarlanmış çeşitli hormonlarla beraber günde üç ya da dört kez 100 mg PABA’nın kullanımı birçok durumda vitiligodan etkilenen bölgelerin repigmentasyonuyla sonuçlandı.• PhenylalanineEsansiyel bir amino asit olan L-Fenilalanin, katekolaminlere ya da kutanöz pigment melanine dönüştürülen tirozin için doğal öncüdür. UVA maruziyeti ile kombinasyon halinde L-fenilalaninin oral kullanımı ya da UVA maruziyeti ile beraber cilde L-fenilalanin uygulanması vitiligo tedavisinde etkili gibi görünmektedir. L-Fenilalanin hem ağız yoluyla hem de topikal olarak uygulanabilir ve UV’ye maruz kalma ile kombine edildiğinde daha olumlu sonuçlar sağlar. UVA maruziyeti ile kombine fenilalaninin 50 – 100 mg / kg vücut ağırlığı oral kullanımı vitiligo için iyi bilinen bir tedavidir ve repigmentasyon oranı bakımından oldukça başarılı sonuçlar verir. Çeşitli çalışmalar, L-fenilalanin’nin UVA tedavisinin sağladığı repigmentasyon derecesini arttırdığını Journal of Dermatology’de yayınlanan 1989 tarihli bir çalışmada vitiligosu olan 21 kişi iki gruba ayrıldı 11 katılımcı 100 mg / kg vücut ağırlığına göre oral L-fenilalanin ve UVA maruziyeti ile tedavi edildi. Diğer 10 katılımcı, 100 mg / kg vücut ağırlığına göre oral L-fenilalanin ve UVA maruziyetiyle tedavi edildi ve ayrıca ikinci gruptakilere, vitiliginöz bölgelere % 10 L-fenilalanin içeren bir krem uygulandı. En iyi sonuçlar ikinci grupta görüldü. Bir grup İspanyol hekim, altı yıllık bir dönem boyunca L-fenilalanin kullanma deneyimlerini bildirdiler. Vitiligosu olan 171 hastadan bazıları üç yıla kadar L-fenilalanin kullandı ve her yıl nisan ve ekim ayları arasında, cildini güneşe 30 dakika maruz bırakmadan önce % 10’luk bir L-fenilalanin jeli uyguladılar. Hastaların % 83’ünde bazı olumlu gelişmeler görülmüş ve sonuçlar % 57 oranında iyi bir çalışmada vitiligo tedavisi için fenilalanin, asetil sistein ve Cucumis melo ektresi içeren bir kombinasyon ürünüyle ultraviyole B ışık tedavisi ile birleştirildi ve yaklaşık % 74 oranında tatmin edici bir repigmentasyon oranı sağlandı. 2002’de İspanya’daki Venereologia Hastanesi Universitario Virgen Macarena Avda’dan Dermatoloji Bölümü, 70 hasta üzerinde ışık tedavisi ve % 0,025 klobetazol propionat ile beraber oral ve topikal L-fenilalaninin vitiligoya yönelik etkinliğini araştırdı. Katılımcılara günde bir defa, 100 mg L-fenilalanin verildi ve topikal jel uygulandı. Daha sonra güneş ışığına ya da UVA lambalarına maruz bırakıldı ve geceleri klobetazol propiyonat hastalarla 4 yıllık süresince çalışıldı ve %90’ı iyileşme gösterdi.• Ginkgo BilobaBazı çalışmalar ginkgo biloba ekstresinin cildin daha fazla depigmentasyonunu durdurabildiğini ve geniş repigmentasyonu teşvik ettiğini göstermiştir. Ginkgo biloba’nın vitiligoya yönelik etki mekanizması tam olarak bilinmemektedir, fakat antioksidan, anti-enflamatuar ve immüno-modülatör etkileriyle ilişkili görünmektedir. “Asian Journal of Pharmaceutical and Clinical Research” adlı dergide yayınlanan bir araştırma yazısında, ginkgo ektresinin, vitiligolu hastalar için bir tedavi seçeneği olduğu belirtilmiştir. “BMC Dermatology” adlı dergide bildirilen 2008 tarihli bir çalışmada, foto-hassaslaştırıcı ajanlar, geleneksel Çin tıbbı ürünleri, bitki özleri ve vitaminler de dahil olmak üzere vitiligoya yönelik birçok tedavi araştırılmıştır. Bunlar arasında, gingko ektresi ve fototerapi ile beraber L-fenilalanin en güçlü yeniden pigmentleme özelliklerini göstermiştir.• Picrorhiza KurroaHimalaya dağlarında yetişen bir bitki olan Picrorhiza kurroa karaciğer ve cilt sağlığı için ayurvedik tıpta geleneksel olarak kullanılmıştır. Picrorhiza’nın anti-inflamatuar etkisi, inflamasyonu başlatan ve melanosit işlevini bozan sitokinlerin salınmasını durdurur. Bitkinin çok yönlü özellikleri, melanositlerin tahrip edilmesini, toksinleri dışarı atmasını ve cilt sağlığını canlandırmasını potansiyel olarak engeller. Bir ön çalışmada, picrorhiza, methokssalen ilaç ve güneşe maruz kalma ile birlikte, tek başına metoksalen ve güneşe maruz kalma kullanımı ile kıyaslandığında vitiligo hastalarında iyileşmeyi hızlandırdığı tesbit edilmiştir.• KhellaAynı zamanda Ammi visnaga olarak da bilinen khella bitkisi Orta Doğu’ya ve Kuzey Afrika’nın Akdeniz bölgesine özgü bir aromatik çalıdır. En önemlisi kellin ve visnagin olan kumarinleri ve furokoumarinleri içerir. Khella’nın, vitiligo tedavisinde etkili olmasının sebebi Psoralen’lere benzeyen bazı aktif bileşikler içermesidir. Melankositleri daha fazla pigment salgılayacak biçimde uyararak, vitiligo yamalarının ilerlemesini durdurabilir ve vitiligo noktalarındaki renk iyileşmesine yardımcı olabilir. UVA fototerapi ile birlikte kullanıldığında daha iyi sonuç vermektedir. Klinik çalışmalarda oral ve topikal kellin olumlu sonuçlar vermiştir ve kültürlenmiş insan hücrelerinde bir etki mekanizması üzerinde çalışılmıştır. Oral ya da topikal kellin ve UVA tedavisiyle yapılan deneyler, standart psoralen artı UVA PUVA tedavisiyle kıyaslanabilir başarı oranı göstermiştir. Khellin-UVA kombinasyonu ile topikal tedavi, daha fazla süreyi gerektirmekle beraber, daha az yan etkiler göstermiştir.• Polypodium LeucotomosCalaguala olarak da adlandırılan Polypodium leucotomos antioksidan ve fotokoruyucu özellikleri ile bilinen özleri, çeşitli cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Son yıllarda, fototerapi ile tedavi edilen vitiligo hastaları için Polipodium leucotomos, adjuvan tedavi olarak kullanılmıştır. Bir çalışmada, PUVA tedavisinin ve oral Polypodium leucotomos’un, tek başına fotokemoterapiden daha fazla bir repigmentasyona neden olduğu görülmüştür.• Alfa Lipoik AsitAlfa lipoik asit, önemli antioksidan etkilere sahip bir organosülfür bileşiğidir. Antioksidan etkileri sebebiyle, melanositlerin serbest radikaller tarafından yok edilmesini önlemek için, vitiligo tedavisinde önerilmiştir. Daha konvensiyonel tedavilere bağlı olarak genellikle adjuvan tedavi olarak kullanılır. Yeni bulgular, vitiligolu kişilerde kutanöz repigmentasyonun hızlanması açısından etkinliğini göstermektedir. Klinik bir deneyde, iki ay önce antioksidan desteği alımı ve 6 ay süresince darband ultraviyole B ışığı ile yapılan uygulama ultraviyole ışık tedavisinin etkinliğinde artış sağlamıştır. Antioksidan desteği olarak günlük 100 mg alfa-lipoik asit, 100 mg sistein, 100 mg C vitamini ve 40 IU E vitamini kullanılmıştır.• Bairesi Kompleksi ReçetesiBairesi kompleksi reçetesi Uygur tıbbında en fazla kullanılan vitiligo tedavisinden biridir. Formül beş bitkinin sıcak su ekstresinden oluşur. Bu bitkiler Psoralea corylifolia, Vernonia anthelmintic, Plumbago zeylanica, Brassica juncea, Nigella glandulifera’dır. Psoralen, vitiligo için psoralen artı ultraviyole ışık tedavisi PUVA tedavilerinde kullanılan Psoralea corylifolia tohumlarında bulunan ışığa duyarlı bir bileşiktir. Uygur tıbbı, 2500 yıllık geçmişi olan geleneksel Çin tıbbının bir parçasıdır. 450’den fazla bitkisel ilaç kliniklerde sıklıkla kullanılmaktadır. Bairesi kompleksi reçetesi vitiligo için Uygur kliniğinde kullanılan aktif reçetelerden biridir. Bitkilerin etkinliği in vivo ve in vitro olarak araştırılmıştır. Her iki çalışmada da, melanogenez stimülasyonunun sonucu olarak iyi bir repigmentasyon saptanmıştır.• Melageninaİnsan plasentasının bir alkol ekstraktı olan Melagenina vitiligo hastalarının topikal tedavisi için kullanılır ve vitiligolu hastaların tedavisinde etkili olduğu gösterilmiştir. Etki mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte yeni araştırmalar melanoblast ve melanosit proliferasyonunu ve melanogenezini uyardığını ileri sürmektedir. Daha sonra yeni bir melagenin formülasyonu Melagenina plus üretilmiştir. Repigmentasyonu uyarmada etkili görünen Melagenina plus daha önceki Melagenina tedavisinden farklı olarak günde yalnızca bir defa uygulanır ve güneşe maruz kalma yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.
vitiligo tedavisinde son gelişmeler nedir